1,637 episodes

Mevlana Takvimi günlük takvim yazıları

Mevlana Takvimi Mevlana Takvimi

    • Religion & Spirituality

Mevlana Takvimi günlük takvim yazıları

    DÜRÜST TÜCCAR - 06 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    DÜRÜST TÜCCAR - 06 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Hâkk Teâla hazretleri; “Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay hâline! Onlar insanlardan bir şey ölçüp
    aldıkları zaman, tam ölçerler. Fakat kendileri onlara
    bir şey ölçüp yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar.” (Mutaffifîn s. 1-3) buyurmaktadır. Dolayısıyla
    ölçü ve tartının tam olmasına özen gösterilmelidir. Hatta
    herhangi bir hak gaspına mahâl verilmemesi için satıcının alıcı lehine fazla tartmasını tavsiye eden âlimler de
    bulunmaktadır. Dürüstlüğü, insanın öncelikle kendine
    karşı uygulaması gerekir. Yani bir insanın dürüst tâcir
    olabilmesi için öncelikle kendini kandırmaması gerekir.
    Ticarette dürüst olmak ve ne kendini ne de müşteriyi
    aldatmamak İslâm’da ticaret ahlâkının en temel taşlarından biridir.
    Dürüstlük konusunda İmâm-ı Buhâri (r.âleyh) hazretlerinin yaşadığı bir hadiseyi aktarmakta fayda var.
    Kendisi o zaman Buhara’da yaşayan İmâm-ı Buhâri
    (r.âleyh) hazretleri Mısır’da bir kişinin sahih bir hadis
    bildiğini öğreniyor ve o hadis-i şerifi öğrenmek için o
    zamanın imkânlarıyla Buhâra’dan ta Mısır’a kadar gidiyor. Adamı bulduğu esnada adamın bir yem torbası
    ile atını çağırdığını görüyor. O yem torbasına yönelerek
    kendisine gelen atı yakalayınca da o yem torbasının
    boş olduğunu, adamın atı yakalamak için yem torbasını doluymuş gibi göstererek atı kandırdığını fark ediyor. “Atı boş torbayla kandıran kişide yalan söylemeye
    meyil vardır. Bu adam yalan söyleyebilir. Bunun rivayet
    edeceği hadisin sahihliği şüphelidir.” diyerek adamdan
    o hadis-i şerifi almadan geri Buhâra’ya dönüyor. İşte
    dürüstlüğün önemini en iyi bilen hakiki mânâda İslâm
    âlimleri bu konuya bu kadar önem vermişlerdir.
    (Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler-2, s.84-85)

    • 2 min
    ÜZÜM YERİNE ALTIN BIRAKAN BİR ECDAT! - 05 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    ÜZÜM YERİNE ALTIN BIRAKAN BİR ECDAT! - 05 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Yahya Kemal diyor ki; Türkler yalnız mekânı değil, zamanı da fethetmesini bilen bir millettir. Nitekim Rumeli’yi
    alıyorlar, biz burada yedi asır oturacağız diyorlar ve
    oturuyorlar. Mısır’da dört yüz sene kalacağız diyorlar
    ve kalıyorlar. Halbuki zamanı fethedemeyenler, gittikleri
    yerde pâyidâr olamıyorlar. İskender’in cihangirliği ancak
    yaşadığı sürece devam etti, sonra yıkıldı. O halde bunun
    sebebi nedir? Sebebi şudur: Türkler gittikleri yere kendi medeniyetlerinin ve kültürlerinin en başında adaleti
    götürüyorlardı. Bunun sırrı âdil olabilmektir. Adaletimiz
    pâyidâr olduğu müddetçe bu böyle devam etmiştir.
    Bir Rum müellifi diyor ki; Birinci Murad Hüdâvendigâr
    Edirne’yi kuşattığında mevsim yazdır ve üzümler de olmuştur. Şehirden ve civardaki bağlardan herkes Türkler geldi diye korkup kaçmıştır. Fakat Edirne’yi almışız.
    Herkese emniyet gelmiş ve halk da geri dönmüştür. Tabii
    ki bağları olanlar da bağlarına koşmuştur. Bakmışlar ki,
    kütüklerde üzüm kalmamış. Türkler hepsini koparıp yemişler. Lâkin ne görsünler? Her kütüğün dibinde paraları
    duruyor. Elbette bizden emin olarak sahipleri gelince paralarını alsınlar, hakları kalmasın, demişler. Bu ne yüksek
    bir adalet duygusudur! Esasen bir memlekette adaletin
    baş şartı, herkesin birbirine karşı âdil olmasıdır.
    Fatih Sultan Mehmet Hân, İstanbul’u fethedince yine
    aynı adalet en öne geçiyor. Her şeyden önce İstanbul’a
    o yerleşiyor. İnsan hakları koruma altına alınıyor. Bunun
    en büyük misâli, Hıristiyan reâyâya (şer’î sınırlar içinde)
    dini muhtariyet verilmesidir. Halbuki Batılılar, o devire ve
    en büyük şahsiyetlerine hücum ediyorlar, türlü yobazlıklar
    içinde yüzüyorlar, halklarına türlü zulümler ve adaletsizlikler yapıyorlardı. Bizde ise on beşinci asırda bambaşka
    bir tablo vardı.
    (Süheyl Ünver, 29.05.1953-Yeni Sabah Gazetesi. Nakil: Dursun Gürlek)

    • 2 min
    SEKİZ ÇEŞİT ŞEYİ YAPMAKTAN ACİZ OLAN, DİĞER SEKİZ ŞEYİ YAPARAK SEVÂB ALSIN - 04 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    SEKİZ ÇEŞİT ŞEYİ YAPMAKTAN ACİZ OLAN, DİĞER SEKİZ ŞEYİ YAPARAK SEVÂB ALSIN - 04 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Âlimlerden biri (r.âleyh) şöyle demiştir: Sekiz şeyi
    yapmaktan âciz olan, diğer sekiz şeyi yaparak yapamadıklarının sevâbına kavuşsun.
    1. Gece namazı sevâbına kavuşmak isteyip de uyanamayan, gündüz Allâhü Teâlâ’ya isyân etmesin.
    2. Nafile oruç sevâbına kavuşmak isteyip de tutamayan, dilini boş sözden muhâfaza etsin.
    3. Âlimlerin fazîletine erişmek isteyen tefekkür etsin.
    4. Mücâhid ve gazilerin üstünlüğünü irâde eden,
    evinde oturup şeytân ile mücâhede etsin.
    5. Hac etmek isteyip de yapamayan, Cuma’ya devam etsin.
    6. Allâh (c.c.) için mal, para vermek isteyip veremeyen, elini göğsünün üzerine koyup kendisi için beğendiği şeyi, din kardeşi için de beğensin.
    7. Sadakanın fazîletini isteyip de âciz olan, ilimden
    işittiklerini insanlara öğretsin.
    8. Âbidlerin fazîletine kavuşmak isteyen, insanların
    arasını ıslâh etsin ve aralarına düşmanlık sokmasın.
    (Ravdatü’n-Nâsıhîn)
    (Muhammed b. Ebû Bekir İmamzade, Şir’atü’l-İslâm, s.185)
    SABAH-AKŞAM OKUNACAK DUÂ
    Bir kimse şu duâyı sabah üç def‘a okursa akşama
    kadar, akşam üç def’a okursa; sabaha kadar okuyan
    kimseye ânî bir belâ isâbet etmez:
    “Bismillâhi’llezî lâ yedurru me‘a’smihî şey’ün fi’l ardı
    ve lâ fi’s-semâi vehüve’s-semî‘u’l alîm.”
    Türkçe Anlamı: Allâh (c.c.)’nun İsm-i Celîli sayesinde ne semâda, ne de yeryüzünde hiçbir şey zarar veremez. O (c.c.) her şeyi işiten, her şeyi hakkıyla bilendir.”
    (Ebû Davûd) (www.ibadettakvimi.org)

    • 2 min
    SABREDEN FAKİR, CENNETE ZENGİNDEN BEŞ YÜZ SENE ERKEN GİRECEK! - 03 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    SABREDEN FAKİR, CENNETE ZENGİNDEN BEŞ YÜZ SENE ERKEN GİRECEK! - 03 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Mâlik (r.âleyh) anlatıyor: “Fakirler, Resûlullah (s.a.v.)’a bir
    elçi gönderdiler. Elçi geldi, şöyle dedi: “Yâ Resûlallah! Ben
    fakirlerin sana yolladığı elçiyim.” Dedi ki: “Sana ve yanlarından geldiğin kimselere merhaba. Sen, Allâh (c.c.)’un
    sevdiği kimselerin yanından geliyorsun.” O zât dedi ki: Yâ
    Resûlallah, fakirler şöyle diyorlar: “Zenginler bütün hayrı topladılar. Onlar hacca gidiyorlar. Bizim hacca gitmeye gücümüz
    yetmiyor. Onlar sadaka veriyorlar. Bizim sadaka vermeye gücümüz yetmiyor. Bilhassa hastalandıkları zaman, fazla mallarını
    öbür âleme hazırlık için gönderiyorlar.”
    Bunu dinledikten sonra, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
    ”Fakirlere benim için söyle. İçinizden sabırlı olup, nefsine
    hâkim olana üç mükâfat vardır ki; bunlar zenginlerde bulunmaz.
    Birincisi şudur: Cennette kırmızı yakuttan bir köşk vardır. Cennet ehli onu, dünya ehlinin yıldızlara bakıp gördüğü gibi görür. Oraya, fakir peygamber, fakir şehit ve fakir
    Mü’min girer.
    İkincisi şudur: Fakirler, cennete zenginlerden yarım
    gün önce gireceklerdir. Bu ise dünya hesabına göre, beş
    yüz senelik bir zamandır. Orada, bu süre içinde, istedikleri
    gibi yiyip, içip yaşarlar. Halbuki Davud’un oğlu Süleyman,
    diğer peygamberlerden kırk yıl sonra cennete girecektir.
    Bunun sebebi, dünyada Allâhü Teâlâ’nın ona ihsân ettiği
    mülktür.
    Üçüncüsü şudur: Bir fakir halis niyetle, “Sübhânallâhi
    velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber (Allah
    bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler ona
    mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür)” duâsını yaparsa, zengin de aynı tesbihi halis niyetle
    yapsa, üstelik onbin dirhem sadaka verse, yine de fakirlere yetişemez. Diğer iyi amelleri de buna göre hesap et.” O
    elçi gidip bu durumu fakirlere anlattığı zaman, hep bir ağızdan
    şöyle dediler: “Razı olduk; yâ Rabbi! Razı olduk; yâ Rabbi!...”
    (Ebû’l-Leys Semerkandî, Tenbihü’l-Gâfilin, s.259)

    • 2 min
    İSLÂM’IN BEŞ ŞARTININ HİKMETLERİ - 02 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    İSLÂM’IN BEŞ ŞARTININ HİKMETLERİ - 02 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Fâtiha’da sanki şöyle deniliyor: “Ya Rabbî! Sadece
    Sana ibadet ediyoruz. Çünkü sen Allâhsın. Sadece Senden yardım taleb ediyoruz. Çünkü Sen Rabb’sın. Bizi
    dosdoğru yola hidayet et, çünkü Sen Rahmân’sın. Bize
    istikâmeti rızık olarak ver, çünkü Sen Rahimsin. Bize nimet ve kerem yağmurlarını indir, çünkü Sen din gününün
    mâlikisin.”
    Hz. Peygamber (s.a.v.): “İslâm beş esas üzerine
    bina edilmiştir: Allâh’tan başka ilâh olmadığına ve
    Muhammed’in Allâh’ın Resûlü olduğuna şehadet
    etmek; namazı dosdoğru kılmak; zekât vermek; Ramazan orucunu tutmak ve Kâbe’yi haccetmek” buyurmuştur.
    Buna göre, Allâh (c.c.)’dan başka ilâh olmadığına şehadet etmek, Allâh (c.c.) isminin nurunun tecellîsinden;
    namaz kılmak Rabb isminin tecellîsinden meydana gelmiştir Çünkü Rabb “terbiye” kökünden türemiştir. Kul da,
    imânını namazın yardımıyla terbiye eder, geliştirir. Zekât
    vermek Rahmân isminin tecellîsinden meydana gelir.
    Çünkü Rahmân merhamet etmede mübalâğayı ifade
    eder. Zekât verme işi de, fakirlere acımaktan ötürü tahakkuk eder. Ramazan orucunun farz olması, Rahîm isminin
    tecellîsindendir Çünkü oruçlu kimse acıktığı zaman, fakirlerin açlıklarını hatırlar da, onlara muhtaç oldukları şeyi
    verir. Yine oruç tutan kimse, acıktığı zaman hissî bazı
    lezzetlerden kesilir. Ölürken de, bu kimseye, lezzetlerden
    ayrılmak kolaylaşır. Haccın farz olması “Maliki yevmi’d-din
    (Din gününün sahibi)” isminin tecellîsindendir. Çünkü kişi
    hac yaptığında, vatanından ayrılması ve çoluk çocuğunu
    terketmesi gerekir. Bu da, kıyamet gününün yolculuğuna
    benzer. Yine hac yapan kimse, yalınayak, başı açık ve
    çıplak olur. Bu da, kıyametteki insanların haline benzer.
    (Fahruddîn Er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr Mefâtîhu’l-Ğayb, c.1, s.400-401)

    • 2 min
    İŞ AHLAKI - 01 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    İŞ AHLAKI - 01 MAYIS 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Helâl kazanç ve meşru yollarla ulaşılan rızık, Müslüman’ın
    şiarıdır. Allah rızası gözetilmeyen, helâl-haram ayrımı
    yapılmayan, aldatma ve haksızlık içeren her türlü iş ve ticaretin
    İslâm’da yeri yoktur.
    İslam’da her alanda olduğu gibi çalışma hayatında da bir ahlak
    vardır. İslam’a göre işçi ve işverenin uyması gereken ahlaki
    sorumluluklar şunlardır:
    İşçinin Görevleri
    - İşini güzel yapmalıdır. Rasulullah (sav) bu konuda şöyle
    buyurur: “Kul bir iş yaptığı zaman, Allah kulun, işini iyi ve
    sağlam yapmasını sever.” (H.Şerif / Beyhakî)
    - Belirlenen süre (mesai) içinde sürekli çalışmalıdır.
    - Emanet edilen malları iyi kullanmalıdır.
    - İşçi çalışırken helâl kazanmanın sorumluluğunda olmalıdır.
    İşverenin Görevleri
    - Kul hakkı düşüncesi, işçi-işveren ilişkilerinde en önde
    tutulması gereken ölçüdür.
    Rasulullah (sav) buyurur ki: “İşçi kardeşleriniz sizin işlerinizi
    yapan kimselerdir. Allah onları ellerinizin altına verdi;
    dileseydi sizi onların eli altına sokabilirdi. Öyleyse, işçi
    çalıştırıyorsanız, yediğinizden yedirin, giydiğinden giydirin.
    Onlara güçlerini aşan iş teklif etmeyin; zor bir işi yapmalarını
    isterseniz, siz de onlara yardım edin!” (H.Şerif | Müslim)
    - İslam, sermaye sahibine her fırsatta bir emanetçi olduğunu, o
    mallarda fakirlerin de hakkı bulunduğunu hatırlatır. Burada
    amaç, maddi gücün insan ruhuna sindireceği tahakküm ve
    zorbalık temayüllerini törpülemek, kendisinin de ölümlü olduğu
    bilincini diri tutmaktır.
    - Ücret, işçiye meşru bir mazeret bulunmadığı sürece
    zamanında ödenmelidir. Rasulullah (sav) buyurur: “İşçinin
    hakkını alnının teri kurumadan veriniz.” (H.Şerif / İbn Mâce)
    - İşveren işi ehliyetli ve liyakatli olana vermelidir.
    - İşveren işçilerin güvenliğini sağlamalıdır.
    - Ücret miktarı tespit edilirken, işçinin temel ihtiyaçlarını
    karşılayacak ölçüde olmasına dikkat edilmelidir. Yenisafak.com

    • 2 min

Top Podcasts In Religion & Spirituality

The Bible Recap
Tara-Leigh Cobble
The Bible in a Year (with Fr. Mike Schmitz)
Ascension
Girls Gone Bible
Girls Gone Bible
BibleProject
BibleProject Podcast
WHOA That's Good Podcast
Sadie Robertson Huff
Elevation with Steven Furtick
iHeartPodcasts