9. Söz/3, Sh 26 | 5.Nükte | İnsan fıtraten gayet zayıftır. Hâlbuki her şey ona ilişir.
Description
Beşinci Nükte: İnsan fıtraten gayet zaîftir. Hâlbuki her şey ona ilişir. Onu müteessir ve müteellim eder. Hem gayet âcizdir. Hâlbuki belâları ve düşmanları pek çoktur. Hem gayet fakirdir. Hâlbuki ihtiyâcâtı pek ziyâdedir. Hem tenbel ve iktidarsızdır. Hâlbuki hayatın tekâlîfi gayet ağırdır. Hem insaniyet onu kâinâtla alâkadâr etmiştir. Hâlbuki sevdiği ünsiyet ettiği şeylerin zevâl ve firâkı mütemâdiyen onu incitiyor. Hem akıl ona yüksek maksadlar ve bâkî meyveler gösteriyor. Hâlbuki eli kısa, ömrü kısa, iktidarı kısa, sabrı kısadır.
İşte bu vaz‘iyette bir ruh, fecir zamanında bir Kadîr-i Zülcelâl’in, bir Rahîm-i Zülcemâl’in dergâhına niyâz ile, namaz ile mürâcaat edip arzuhâl etmek, tevfîk ve meded istemek, ne kadar elzem; ve pîşindeki gündüz âleminde başına gelecek, beline yüklenecek işleri, vazîfeleri tahammül için ne kadar lüzûmlu bir nokta-i istinâd olduğu bedâheten anlaşılır. Ve zuhur zamanındaki, o zaman, gündüzün kemâli ve zevâle meyli ve yevmî işlerin âvân-ı tekemmülü ve meşâgilin tazyîkinden muvakkat bir istirahat zamanı ve fânî dünyanın, bekāsız ve ağır işlerin verdiği gaflet ve sersemlikten ruhun teneffüse ihtiyaç vakti ve in‘âmât-ı İlâhiyenin tezâhür ettiği bir andır. Rûh-u beşer o tazyîkten kurtulup, o gafletten sıyrılıp, o ma‘nâsız ve bekāsız şeylerden çıkıp, Kayyûm-u Bâkî olan Mün‘im-i Hakîkî’nin dergâhına gidip, el bağlayarak, yekün ni‘metlerine şükür ve hamd edip ve istiâne etmek ve celâl ve azametine karşı rükû‘ ile aczini izhâr etmek ve kemâl-i bî-zevâline ve cemâl-i bî-misâline karşı secde edip hayret ve muhabbet ve mahviyetini i‘lân etmek demek olan zuhur namazını kılmak ne kadar güzel,
SAYFA 27
ne kadar hoş, ne kadar lâzım ve münâsib olduğunu anlamayan insan, insan değil. Asır vaktindeki, o vakit hem güz mevsim-i hazînânesini ve ihtiyârlık hâlet-i mahzûnânesini ve âhirzaman mevsim-i elîmânesini andırır ve hatırlattırır. Hem yevmî işlerin neticelenmesi zamanı, hem o günde mazhar olduğu sıhhat ve selâmet ve hayırlı hizmet gibi niam-ı İlâhiyenin bir yekûn-ü azîm teşkîl ettiği zamanı, hem o koca güneşin ufûle meyletmesi işaretiyle insan bir misafir me’mur ve her şey geçici, bî-karâr olduğunu i‘lân etmek zamanıdır. Şimdi, ebediyeti isteyen ve ebed için halk olunan ve ihsâna karşı perestiş eden ve firâktan müteellim olan rûh-u insan; kalkıp abdest alıp, şu asır vaktinde ikindi namazını kılmak için Kadîm-i Bâkî ve Kayyûm-u Sermedî’nin dergâh-ı Samedâniyesine arz-ı münâcât ederek, zevâlsiz ve nihâyetsiz rahmetinin iltifâtına ilticâ edip, hesabsız ni‘metlerine karşı şükür ve hamd ederek, izzet-i rubûbiyetine karşı zelîlâne rükûa gidip, sermediyet-i ulûhiyetine karşı mahviyetkârâne secde ederek, hakîkî bir teselli, bir rahat-ı rûh bulup, huzûr-u kibriyâsında kemerbeste-i ubûdiyetolmak demek olan asır namazını kılmak ne kadar ulvî bir vazîfe, ne kadar münâsib bir hizmet, ne kadar yerinde bir borc-u fıtrat edâ etmek, belki gayet hoş bir saadet elde etmek olduğunu insan olan anlar.
Mağrib vaktindeki, o zaman hem kışın başlamasından yaz ve güz âleminin nâzenîn ve güzel mahlûkātının vedâ‘-ı hazînânesi içinde gurûb etmesinin zamanını andırır. Hem insanın vefatıyla bütün sevdiklerinden bir firâk-ı elîmâne içinde ayrılıp kabre girmek zamanını hatırlatır. Hem dünyanın zelzele-i sekerât içinde vefatıyla, bütün sekenesi başka âlemlere göçmesi ve bu dâr-ı imtihân lâmbasının söndürülmesi zamanını andırır, hatırlatır. Ve zevâlde gurûb eden mahbûblara perestiş edenleri şiddetle îkāz eder bir zamandır.
On Beşinci Söz’ün Zeyli
Yirmi Altıncı Mektub’un Birinci Mebhası
بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ
وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ٭ وَاِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ...
Published 11/22/24
Altıncı Basamak: Beşer ve cin, nihâyetsiz şerre ve cühûda müsteid olduklarından, nihâyetsiz bir temerrüd ve bir tuğyân yaparlar. İşte bunun için Kur’ân-ı Kerîm öyle i‘câzkâr bir belâgatle ve öyle âlî ve bâhir üslûblarla ve öyle gālî ve zâhir temsîller ve meseller ile ins ve cinni isyandan ve...
Published 11/21/24