Description
Âyetler ve sırlarının Fâtiha Suresinde aldığı muhteva çok güzel bir anlamı ihata eder. Fâtiha Suresi başlı başına bir Kur'ân-ı Kerim'dir, Kur'ân-ı Kerim'in ruhudur, özetidir. Allahû Tealâ diyor ki:
1/FÂTİHA-1: Bismillâhir rahmânir rahîm.
Rahmân ve rahîm olan Allah'ın ismi ile.
“eûzubillâhimineşşeytânirracîm, bismillâhirrahmânirrahîm”; bizim bu Surenin de bütün Surelerin de başına eklememiz gereken giriş.
1/FÂTİHA-2: El hamdu lillâhi rabbil âlemîn (âlemîne).
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.
el hamdu: Hamd, övgü, sena, manevî ni'metlere şükür.
lillâhi (li allâhi): Allah için, Allah'a.
rabbi: Rab.
el âlemîne: Âlemler.
(el hamdu lillâhi rabbil âlemîn: Âlemlerin Rabbine hamdederiz.)
Biliyorsunuz ki Allahû Tealâ’nın Kur'ân-ı Kerim'inde “hamd” kelimesi yer aldığı gibi “şükür” kelimesi de yer alıyor. Hamdin muhtevasına baktığımız zaman Allah’ın manevî ni'metlerini daha çok ihata ettiğini görüyoruz. Yani Allahû Tealâ bir insana velâyet nasip ederse, kişiyi ermiş evliya kılarsa bu; Allah’ın bir ni'metidir. Buna hamdedilir.
Allahû Tealâ dünyada bir mükâfat vermiştir kişiye. Ona iyi para kazandıracak olan bir iş vermiştir. Bir tarla sahibi olmuştur kişi, ekip biçmektedir. Bir fabrika kurmayı nasip etmiştir Allahû Tealâ. Bunların herbiri Allahû Tealâ’ya şükretmek için ayrı bir faktör olarak giriyor devreye.
Öyleyse sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım, Allahû Tealâ’nın maddî ni'metler vermesi halinde –söylediğimiz standartların oluşması halinde- Allahû Tealâ’ya şükretmemiz daha uygun bir ifade olarak görülüyor. Ama manevî ni'metler, kişiyi velî değilken evliya yapan (velî yapan) bir dilek: Allah'a ulaşmayı dilemek. Onun arkasından mürşide tâbiiyet, sonra ruhun Allah'a ulaşması ve kişinin Allahû Tealâ tarafından ermiş evliyalığa yükseltilmesi.
Herkes için açık olan bir kapı. Bütün insanlar ordan girip Allah'a ulaşmayı diledikleri takdirde mutlaka Allahû Tealâ onları Kendisine ulaştıracağına dair kesin vaadde bulunmuş durumda.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allahû Tealâ âlemlerin Rabbidir. Sadece bu dünyanın Rabbi değildir. Sadece bu dünyayı fizik standartlarda bünyesinde bulunduran zahirî âlemin de sadece onun Rabbi de değildir. Zahirî âlem, gayb âlemi ve emr âlemi ayrı ayrı dizaynlar ifade eder.
Fizik vücudumuz; zahirî âlemin bir parçasıdır. Berzah âlemi, nefsimizle alâkalı âlemdir. Gayb âlemi, cinlerin enerjiden oluşan fizik bedenlerinin âlemidir. Onun karşılığı olan cinlerin berzah âlemi, cinlerin nefslerinin âlemidir. Sonra emr âlemi; meleklerin âlemi. Zülmanî âlem de şeytanların, cinlerin, negatif standartlara sahip olan varlıkların muhtevasına aittir.
Konumuz: Mürşid farzdır.
Mürşid farz mıdır, değil midir? Allahû Tealâ bu suali sormamızı bile zahid görüyor. Tam on tane âyet-i kerime Kur'ân-ı Kerim'de, mürşidi olmayanın dalâlette olduğunu söylüyor. İrşad makamına ulaşıp tâbî olmayan kişinin dalâlette olduğunu söylüyor, 10 âyet-i...
Published 07/14/23
Mutluluk. Allah bizleri bir araya getirdi; mutluluktan bahsetmek üzere. Allah’ın bizi ulaştırmak istediği yegâne hedef; mutluluk.
Öyleyse sevgili kardeşlerim, bir defa daha beraberce şu zaman dilimi içerisinde benimle birlikte mutlu olmayı istemez misiniz sevgili kardeşlerim? Allah'tan...
Published 05/30/23