Can Yiğit - Her gece sen
Listen now
Description
Her gece sen Her gece sen girersin rüyalarıma. Her gece sen... Paramparça olur uykularım. Karanlığın en koyulaştığı yerde kapının çalındığını duyarım. Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme. Sen yoksun... Kilitlenir dudaklarım gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni. Sen yoksun... Yalnızlığımı kadehlere doldurup tek başıma içmeliyim bu gece Kırmalıyım kapıları, evleri ateşe vermeliyim Sen yoksun... Zaman gitgide uzar.. Altmış saniye bir dakika.. Altmış dakika bir saat.. Ve sabahın olmasına daha beş saat var. Beklemek bir çeşit ölmektir. Sen yoksun... Bu bana her gece binlerce ölüm demektir. Ben vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım. Sen uzak bir körfezde özlemli, dalgın. Kıyılarına çarpıp ağladığı yerde dalgaların. Neden ay karşılardan yükseldiği zaman, Başın omuzlarımda olmasın? Neden ellerin avuçlarımda değil? Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın? Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor. Bu yolların bir yerde ayrılması. Uzayan kilometreler... O sefil, anlayışsız bakışları insanların. Dünya, o eski dünya değil Tanrı'ysa çoktan unuttu bizi. Şu uçsuz bucaksız evrende Ne derdimizi dinleyen, Ne de bir anlayan var sevgimizi. İki ömür değil, İki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığımız. Her şey aslında başka renkte. Vernikli eşyalar, vernikli yüzler... Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk. Yalan üstüne yalan, Oyun içinde oyun... Her şey bir yerde anlamsız ve boş. Gerçek olan şimdi senin yokluğun. Senin varlığını özledim duyuyor musun? Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığı. Dinle bak nasıl çarpıyor yüreğim. Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum. Seni soruyorum gelip geçene, “Görmedik”, diyorlar. Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi, Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar. Volkanlar tutuşuyor, Ormanlar yanıyor içimde. Her gece milyonların uyuduğu bir anda, devler uyanıyor içimde. Seni düşünüyorum, Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor. Bir ışık yanıyor çok uzaklarda, Çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor. Şimdi umutlarım, varılmaz uçurum diplerinde, Korkunç, karanlık mağaralarda hayallerim. Derin bir kuyudan su çekercesine, Zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim. Sen her zaman olduğun gibi Yine o en güzel, en değerli... Benimse ellerim sımsıcak, Dudaklarım nemli, Özlediğim her şeyimle kopup, en yüksek tepelerden bir çığ gibi sana geliyorum. Sonra dağlar çöküyor ansızın, Ağaçlar devriliyor, Evler yıkılıyor, Altında kalıyorum... Kırık bir heykel, Parçasını arıyor her gece. Bir şarkı notasını... Bir tablo renklerini... Ağaç yapraklarını... Vazo çiçeklerini... Ve bir adam, Her gece yollara düşüp, Yana yakıla seni arıyor... Mağrur gözleri ıslak, İlk defa ağlıyor bu adam, “Gel“ diye, İlk defa yalvarıyor... Ben her gece, Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş, Seni düşünüyorum. Ve sen o saatlerde, Benim görmediğim rüyaları görüyorsun. Bir böcek giriyor kafatasıma... Her gece sen, Bir cinnet gibi, Kanıma yürüyorsun... Ümit Yaşar OĞUZCAN Müzik: Rovsen - Dolya Vorovskaya
More Episodes
Ağladım Aklıma düştü gözlerin Boynumu büktüm ağladım Elveda dediğin yerin Yanına çöktüm ağladım Anılar gezdi kanımda Seni aradım yanımda Tesbih gibi her anımda Hasreti çektim ağladım Her seven boyun eğmiş Ayrılık ne yaman şeymiş Gözden yaş dökmek neymiş Gözümü döktüm ağladım İçim garip...
Published 09/10/24
Published 09/10/24
Yavaş yavaş sevdim seni 
 Yavaş yavaş sevdim seni, her gün bir az da sevdim. en çox bu qış sevdim seni, qarda, ayazda sevdim. 
 gör bir ne tez isinişdik havalar soyuyanda. adamlar qalın geyinib, ağaclar soyunanda. 
 qar altından baş qaldıran çiçektek sevdim seni. istisine qızındığım ocaqtek...
Published 08/07/24