Bu diziyi hayatlardan bir koleksiyon, seslerden bir albüm gibi düşünebiliriz. Her bölümde gerçek insanlar yıllara yayılan hikayelerini, bazen o hikayeden bir kesiti anlatıyorlar. Başlarından dünyanın en acayip şeyi geçmedi; ibretlik öyküler de değil bunlar. Yaşayarak gördükleri, gördüklerinin düşündürdükleri kayda geçiyor. Böylece hayata, bu düzene ve yaşadığımız zamana dair bir hakikati paylaşıyoruz. Tüm tuhaflığıyla, ağırlığıyla, neşesiyle; incelikle…
Yüzünü başka yönlere döndüyse de yaşıtı çamların yükseldiği bahçede buldu kendini. Çatalcalı Onur Erbil, artık soranlara “çiftçiyim” diyor. Üstelik enginarlara cümbüş, üzümlere klarnet çalan bir çiftçi. Bahçe konserlerinde mandolin ve ud da var. Tuhafsa tuhaf, ince sazın zerzevatı coşturduğuna...
Published 09/07/22
Önce adaptörler birikmeye başladı sonra eski elektronik eşyalar evi
sardı. Derken aslen peyzaj mimarı olan Cem Özhatay kendisini esnaf
olarak buldu. Kadıköy Yazıcıoğlu Han'dayız. Disketler, Commodore
64'ler, ilk nesil yazıcılar, demode kameralar... Geçmişin teknolojik
artığı bugüne ve...
Published 08/31/22