68. Kalem Suresi (Arapça: سورة القلم) Nun suresl KHMK Hasan Basri Çantay sesli meali
Listen now
Description
Kalem Suresi (Arapça: سورة القلم) adını birinci ayette geçen “Kalem” kelimesinden almış olup, yaygın olarak da bu adla anılmaktadır. Bu sure lafız ve hacim bakımından “Mufassal” surelerden olup, mukatta harfleri ile başlayan yirmi dokuz surenin sonuncusudur. Kalem Suresi adını, birinci ayette geçen “Kalem” kelimesinden almıştır. Zira Allah-u Teâla bu surede kaleme ve yazdıklarına yemin etmiştir; “Andolsun kâleme ve yazdıklarına”. Mukatta harflerden “Nun” harfi ile ve daha sonra “Kalem” kelimesi ile başlamasından dolayı bu sureye “Nun” veya “Nun ve Kalem” Suresi de denmiştir. Özellikleri Kalem Suresi kari ve müfessirlerin ortak görüşüne göre 52 ayet, 301 kelime ve 1288 harften ibarettir. Mekki olan bu sure Mushaf’taki resmi sırası itibarıyla 68 ve iniş tertibine göre ise, Kur’an’ın 5. veya 2. suresidir. Bu sure lafız ve hacim bakımından “Mufassal” surelerdendir ve yaklaşık yarım hizbdir. Kalem Suresi mukatta harfleri ile başlayan yirmi dokuz surenin sonuncusu, and ve yeminle başlayan surelerin ise onuncusudur. Konuları Kalem Suresi Allah-u Teâlâ’nın kalem ve yazdıklarına yemin etmesiyle başlamaktadır. İkinci ayette ise, İslam düşmanlarının mecnun ve deli diyerek peygamberle alay etmeleri karşısında, Allah Resul-ünün (s.a.a) Allah tarafından övülmesiyle mecnun olmadığına işaret edilmektedir. Bu surenin başka bir ayetinde ise “imhal” konusuna, yani kâfir ve sitemkârlara “onların daha fazla zararı ile sonuçlanan mühlet verme” konusundan söz edilmekte ve daha sonra günah, fesat ve Allah’tan gaflet etmelerinden dolayı Ashabe’l Cennet’in (buradaki manası bahçe sahipleri) başına gelen belayı ve hikayesini nakletmektedir. Kalem Suresi'nin sonunda da nazar ayeti olarak meşhur olan ve göz değmesini def eden “ve in yekad” ayetine değinilmektedir.[1] Tarihi Öyküler Ashab-ı Cennet'in Öyküsü Kalem Suresi, 17. ayet-i kerimeden sonra Yemen’de yemyeşil bağları olan bir grup zenginin öyküsünü anlatmaktadır. O bağ, yaşlı bir adamın bağıydı. Yaşlı adam, ihtiyacı olduğu kadarını kullanır ve fazlasını ihtiyaç sahiplerine verirdi. Yaşlı adamın ölmesinin ardından, çocukları bağın tüm mahsulünü kendileri için ayırmaya ve ihtiyaç sahiplerini bu nimetten mahrum etmeye karar verdiler. Yaşlı adamın çocuklarının sergilediği bu cimrilikten dolayı bağa yıldırım düştü. Yıldırımın düşmesiyle yanan bağdan eser kalmadı. Yaşlı adamın çocuklarından biri, kardeşlerini Allah’ davet etti. Tüm kardeşler, yapmış oldukları işten pişman olup tövbe ettiler. Surenin 33. ayet-i kerimesi, öykünün sonunda ihtiyaç sahiplerini unutanların ve gururlananların böyle bir akıbete duçar olacaklarını hatırlatmaktadır. [3] Meşhur Ayetler وَإِن يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ Ve az kalmıştı ki kâfirler, Kur'ân'ı duydukları zaman seni gözleriyle yiyip helâk etsinler ve derlerdi ki: Şüphe yok, bu, bir deli elbette. Hâlbuki o, ancak âlemlere bir öğüttür. (Kalem Suresi / 51 ve 52) Nazar Ayeti Kalem Suresi, 51 ve 52. ayet-i kerimeler, Nazar veya Ve in yekad Ayeti «و ان یکاد» Nazar ayeti olarak meşhurdur. Birçok insan, bu ayet-i kerimenin yazılı olduğu tabloları satın alarak ev ve işyerlerine asmaktadır. Zira bu ayet-i kerimenin nazarı defedeceğine inanılmaktadır. Buna karşılık Üstat Şehit Mutahhari, nazarı kabul etmekle birlikte bu ayet-i kerimenin ev ve işyerlerine asılmasının, nazarla bir ilgisi olmadığı görüşünü savunmaktadır. [4] Ahlak Ayeti وَ
More Episodes
Tin Suresi, birinci ayette Allah Teâlâ’nın “Tin”e yemin etmesinden dolayı bu adı almıştır; “Ve’t-Tini ve’z-Zeytun” (İncire ve zeytine andolsun). Müfessirlerin görüşüne göre bu surenin başında yemin edilen Tin ve Zeytun’un ihtimali manaları şunlardır; 1. İncir ve zeytin. 2. Tin’den kasıt Dimeşk...
Published 06/06/24
Published 06/04/24
İnşirah أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ Did We not expand for you your chest? **Türkçe:** Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? - **أَلَمْ**: Did not (Yapmadık mı) - **نَشْرَحْ**: We expand (Biz genişlettik/açtık) - **لَكَ**: For you (Senin için) - **صَدْرَكَ**: Your chest (Göğsünü) ####...
Published 06/03/24