Episodes
Dar pantolanlara, tayyör eteklerin içine girmek, stillettoları giymek, küçücük çantaların içine bir şeyler sığdırmaya çalışmak… Giysiler şeklimizi belirleyen tabutlar haline geldi. Sembolik hapis olarak giyinmek, beden politikalarının gündelik hayatlarımıza en çok girmiş, en bireysel anlardan biri. Giyinmek, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ilk başladığı yer olan bedenlerimizi kalıplara sokuyor. 
Published 05/16/21
Published 05/16/21
“Kadınlarda doyumsuz bir cinsel şehvet vardır ve rahim ağızları asla tatmin olmaz. Şehvetlerini yerine getirmek için şeytanla iş birliği yaparlar.” Cadıların Kafasına İndirilen Balyoz,  14. yüzyıl Antik Yunan’dan Osmanlı’ya cinselliğin doğallığı 18. yüzyılla birlikte paradigma değişimi Kadının emeğine el koymanın bir tezahürü olarak cinselliğin denetlenmesi Cadı avlarının cinsellikle ilişkisi Kaynak:  Gülnur Acar Savran, Beden Emek Tarih kitabı Cinsiyet/Toplumsal Cinsiyet/Cinsellik...
Published 05/16/21
Bu podcast, Kırkyama Kadın Dayanışması'nın feminist ideoloji ve politikayı güçlendirme çabasıyla yaptığı atölye çalışmalarının kayıtlarıdır.
Published 04/08/21
Bu podcast, Kırkyama Kadın Dayanışması'nın feminist ideoloji ve politikayı güçlendirme çabasıyla yaptığı atölye çalışmalarının kayıtlarıdır.
Published 03/31/21
Seslendiren: Berna Dermenci "Otuz yılımı kokmuş yatağında nasıl da geçirdim, niye gitmedim Tanrım, niye gitmedim, çok pişmanım, çok çok çok pişmanım, şu elin adamını sonuna kadar niye bekledim, boğuluyorum pişmanlıktan... Otuz yıldır pusu kurdun bana, delice oyunlarla oyalanın beni, bulaşık eldivenlerimin içini hamamböceği doldururdun, ayaklarımı gizli gizli güneşte kuruturdun, gül getirirdin koklasam kurt çıkardı içinden, suyuma tuz, yatağıma kum serperdin, beni...
Published 08/25/20
Bu seferki öykümüz bir podcast dinleyicimiz tarafından hem yazıldı hem okundu. "Ne düşündüğünü biliyorum. Öyküdeki kadının hikâyesinin benimkine bir kehanet kadar benzerliği… Mektubu evinde bulan dostumun, epey düşündükten sonra, bana vermeye karar vermesinin sebebi de bu. Ona göre, o gün o otelde yazılan mektup döne dolaşa bana geldi. Gerçekten, hikâyenin duygusu öyle derin ki, bana çok kadim bir hikâye olduğunu hissettiriyor. Belki biraz da bizim öykümüz, kuraklığın suçunu kendinde...
Published 07/06/20
Dinlemezsin, çünkü tekin kadın değilsin sen. Hani, abimle gelmiştiniz... Canım sıkıldı dedin, oturdun yanıma. Şimdi benimle çay içiyorsun, çağırıyorsun tezgaha, yok bira ısmarlamakmış. İşemeye kalksam, kaptırmıyorsun yerimi başkalarına. Yani rahatını kaçırtıyorsun şu dürzülerin, şu hanım evlatlarının. 
Published 06/20/20
Oysa acıyı yüceltmek sevinci lanetlemektir; şiddeti kucaklamak, bütün diğer şeyleri elden kaçırmaktır. Handiyse hiçbir dayanağımız kalmadı. Mutlu bir insanı betimleyemiyoruz artık. Neşenin değerini bilmiyoruz. Omelas'ın insanlarını nasıl anlatabilirim ben sizlere. Saf ve mutlu çocuklar değil onlar. Onların çocukları mutlu ama. Onlar yaşamları mahvolmamış, olgun, zeki, tutkulu yetişkinler. 
Published 06/09/20
Annem... Bu oda mıydı? Yandaki daha büyük oda? Salon? Koridor? Belki de banyo. Banyo olmalı. Mutfak olmamalı. Hiçbir ev kadını kendini mutfakta asmaz. Yemeklere yağ sıçratmaz. Anneannem "Saçları" der, başka bir şey demezdi.
Published 05/12/20