Episodes
Hedef belirlemek şart mı? Süreç mi yoksa sonuç odaklı hedefler belirlemek mi daha doğru? Biz süreç odaklı hedefler belirlemek daha doğru dedik. Ya siz?
Published 10/21/22
Published 10/21/22
Kendimizi bir dereceye kadar önemsemeliyiz. Bu sağlıklıdır. Sağlıksız olan her durumda kendini haklı görmek, büyüklenmek ve başkasının halinden anlamamaktır. Sırf üzülmemek ya da acı çekmemek için haddinden fazla kendini korumak insanı daha fazla kendini önemsemeye iter. Bu da duvar örmemize yol açar. Bunun farkında olmamız önemlidir.
Published 10/14/22
Joe Dispenza'nın aynı isimli kitabından hareketle mevcut benliğimizi baltalayan bilinçaltı işletim sistemimizi değiştirmek ve yeni bir benlik oluşturmak için neler yapabileceğimizden bahsettik.
Published 10/05/22
Hayatta kalma dürtüsüyle dışımızdan gelen etkilere doğru ya da yanlış tepki vermeye devam ettiğimiz sürece hayatımızda olup biten şeyleri oldukları gibi algılayamayacağız. Bunun için bizatihi kendi içimizden dışa doğru etki yaratmaya başlamalıyız.
Published 09/23/22
Geldiği Gibi-IV'ü yayınladığımız Aralık 2021'den bugüne kadar kendimizde ve çevremizde gözlemlediğimiz değişimleri ve gelişimleri konuştuk.
Published 09/07/22
Yetişkin görünümlü çocuklarla örülü bir toplumda yaşadığımızın farkında mıyız?
Published 08/25/22
Gelişim odağı olan insanların süreçte yaşadıkları gel-gitlerin aslında onları geriye götürmediğini, tam tersine ileriye doğru sıçramalarına vesile olduğunu konuştuk.
Published 08/17/22
İnsanın hayatında iki tür uyumlanma var. Bunlar birbirleri ile etkileşim halindedirler. İlki anne (bakım veren) ile çocuk arasında anneden çocuğa doğru oluşturulması gereken pozitif uyumlanma (attunement), diğeri ise anne ile çocuk arasında ilk uyumlanma türünün oluşmaması halinde çocuğun anne ve babası tarafından bilinçsiz bir şekilde bastırılan, dolayısıyla çocukluğunda ifade edemediği birincil duyguları neticesinde hayatta kalmak için anne-babası nezdinde oluşturduğu negatif uyumlanmadır....
Published 08/10/22
Alice Miller "Yetenekli Çocuğun Dramı" isimli kitabında duyguları tanınmamış ve bu duyguları ifade etmesine izin verilmemiş çocuğun kutsallaştırdığı anne-babasının sevgi ve onayını alabilmek ve cezalandırılmamak amacıyla bu duyguları bilinç dışına ittiğini ve bu yüzden, her geçen gün kendisine yabancılaştığını anlatır. Böyle davranarak çocuk sahte benlik geliştirir ve anne-babası ile olan ilişkisini olumlu tasvir etmek için kendini zorlar, bu da otantisitesini yitirmesine yol açar. Bu şekilde...
Published 07/28/22
İnsan önce kendini görmezden geliyor, sonra da bir ötekini. İnsan önce aile ve sınıf ortamlarında görmezden gelinmeyi tecrübe ederek kanıksıyor, sonra da kendi çocuklarına öğretiyor. Görmezden gelenin kendisi ile olan içsel/duygusal bağı kopuk, dolayısıyla kendi dışındakilerle de kopuk. Güçlü gözükürken, son derece güçsüz ve dışa dönük bir savunma içinde aslında. Çocukken görülmeyen, tanıklığı yapılmayan insan, kendi içine dönük tanıklığını da geliştiremiyor ve bu nedenle, hep savunmada bir...
Published 07/21/22
Hepimizin öyle ya da böyle içine girdiği aşırılıklardan ve nedenlerinden bahsettik. İçine dönemeyen, duygularını gerektiği gibi ifade edememiş olan ve içinde oluşan boşlukları/anlamsızlaşan yaşamlarını hazla ikame eden insanlar içine doğdukları kültürün de teşvikiyle kendilerini aşırılıklara kurban ederler ve bunun ne yazık ki çoğunlukla farkına varamazlar. Bu bölümde biraz olsun aşırılıklarımızın nasıl ayırdına varacağımıza ışık tutmaya çalıştık. Kendi aşırılıklarımıza dem vurarak bu...
Published 07/05/22
Yaşamımızın her alanına sirayet etmesi gereken toplam kalite bilincini tanımladıktan sonra yaşamımızdaki önemi üzerinde durduk.
Published 06/22/22
İngilizcesi Hedonic Adaptation olarak tanımlanan hazza alışma kavramı hayatımızın odağında yer alan ve farkında olarak ya da olmadan içine girdiğimiz bir bilişsel, ruhsal ve biyolojik bir durum. Hazza nasıl alıştığımız ve adapte olduğumuz konusu dengesiz bir şekilde haz peşinde koşmanın bizi mutlu etmeye yetmeyeceğini açıklamakta işe yaramaktadır. Bunun yerine elimizde olmayanlar yerine olanları istemek daha kalıcı bir mutluluk sağlayabilir. Ölüm bilincini aktif tutmak da aynı ölçüde yararlı...
Published 06/15/22
Öfkemizi fark etmek kadar önemli olan ve belki de ondan daha önemli olan öfkemizin kaynağındaki asıl nedeni ve öfke nesnemizin kim olduğunu tespit etmektir. Bastırılmış öfkemizi ve bunun yol açtığı sorunları, öfkemizin nedenlerini ve çözüm önerilerini yukarıdaki tespitimizi de içerecek şekilde Stoa felsefesi ışığında değerlendirdik.
Published 06/08/22
Ol'mak ya da ol'mamak! İşte bütün mesele bu! William Shakespeare'in bu şiarını tartıştık. Bu şiarın yer aldığı Hamlet tiradını da aşağıda paylaşıyoruz. Yayının başında bizimle birlikte okuyabilirsiniz. Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel Zalim kaderin yumruklarına, oklarına Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar...
Published 06/03/22
Eleştirel iç sesimizin farkında mıyız?
Published 05/30/22
Küçükken bakım verenlerimize ifade edemediğimiz otantik/birincil duygumuzu bilinçsizce bilinç dışına iterken sadece o duyguya yabancılaşmak ve bu duyguyu başkalarına yansıtmakla kalmıyor bu duygunun yerine o ortamda bakım verenimizin bizden sergilememizi beklediğini düşündüğünümüz davranışların yarattığı ikincil duyguları sahipleniyoruz. Ve bu duygular/şemalar (korku, üzüntü, yetersizlik, boyun eğicilik, duyguları bastırma gibi ikincil duygular) birincil duygumuzu (öfkemizi) yaşamamızı...
Published 05/18/22
Bu bölümde çok uzun yıllardan beri duyduğumuz ve bizzat deneyimlediğimiz aslında yaşamsal önemi ve felsefi yanı oldukça ağır basan bir yaklaşımı ele alıyoruz: "Senin en büyük sorunun ne biliyor musun? Sen çok düşünüyorsun ve bu yüzden hayatında/ilişkilerinde ve işinde sorun yaşamaktan kurtulamıyorsun." Bu savı ve karşıt savını ele aldığımız bölümde Alain De Botton'un "Romantik Hareket" isimli kitabı imdadımıza yetişti. Yıllardır benimsediğimiz görüşü bize daha akılcıl ve gerçekçi bir yerden...
Published 05/11/22
Neden bu kadar olumsuzuz? Olumlu bakış açısı geliştirmemizi engelleyen nedenler neler? Olumsuzluk bulaşıcı bir sarmal yaratıyor ve çoğumuz bunun farkına bile varamıyor. Peki olumsuzluklara karşı olumsuzlamaya meyleden tavrımızı nasıl değiştirebiliriz? Bunun bir çözümü var mı? Tüm bu soruların cevabı bu bölümde.
Published 05/05/22
Bu sözü neredeyse herkes duymuştur. Buna karşın düşünürler dışında ne yazık ki neredeyse hiç kimse bu sözü tam olarak idrak edip içselleştirebilmiş değildir. Bu gerçekten hareketle kendini bil sözünü daha anlaşılır kılmaya ve bir nebze olsun yaşamımıza etki edebilir hale getirmeye çalıştık.
Published 04/28/22
Daha korku hakkında bir bölüm çekmiştik. Ancak korku ve kaygı arasındaki farktan bu kadar net bahsetmemiştik. Bir de tabii aradan geçen zaman zarfında öğrendiğimiz yeni bilgileri ve edindiğimiz farkındalıkları da bu bölümün iki kavramı ile harmanladık. Sonuç olarak korku akuttur ve o anda mevcut olan gerçek bir tehlike karşısında hissedilen bir duygu iken kaygı psikolojik zaman içinde yaşayan insanın gerçekte var olmayan - ve kendini korumak için daha çok kendi kafasında yarattığı- tehlike...
Published 04/20/22
Anlaşılmak insan için bir ihtiyaç mıdır? Anlaşılmadığını düşünen insan neden yalnız ve mutsuz hisseder? Böyle hissetmesinin nedeni kendisini bilmemesi ve anlayamaması olabilir mi? Peki bu yüzden yaşadığı hayal kırıklıklarına son vermek için neler yapabilir? Tüm bunları bu bölümde konuştuk.
Published 04/13/22
Aktif dinlemek konuşmaktan belki de daha önemli ve zor olan bir süreç. Zira aktif dinlerken işitmenin ötesine geçilerek dinleyiciyi tekrar etme, vurgulama, yansıtma, empati kurma, netleştirme, özetleme, duygusal durumunu okuma ve bunu yansıtma teknikleri kullanılır. Tüm bu teknikleri kullanabilmek de bir beceri gerektirir ve bu beceri de her beceride olduğu gibi geliştirilebilir. Bu beceriyi geliştirmekte güçlük çekenler daha çok konuşmayı, monolog yapmayı tercih edenlerdir. Bu insanlar bir...
Published 04/07/22
Shakespeare'in dediği gibi "Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu." Ol'mak varılacak bir hedef değil, kendi içinde sürekli devinim içinde olan bir süreçtir. Bunun idrakine varmak için bu yayında anlattığımız ol'mak kavramının kurucu unsurlarının ayırdına varmak gerekir. Bu bölümde bu unsurlardan bahsettik ve en önemlisi, olmanın sahip olmakla bir ilgisi bulunmadığını anlatmaya çalıştık.
Published 03/30/22