HAYAT BİZDEN BÜYÜK  Sobenin bu haftaki konuğu Fulya Nanba!  Bütün dünyanın kabus diye tanımladığı Covid19 virüsüne "bir şeyleri yaşayacaksın, göreceksin, kendini temizleyeceksin ve teşekkür edeceksin" diye bakan bir yerden konuğum var: Nepal!  Kendisi oradan Türkiye’deki sağlık çalışanlarına sinir sistemiyle ilgili seanslar veriyor. Bize de aile dizimi nedir, köklerimiz ne işe yarar, öfkemizle nasıl baş ederiz anlatıyor.  Teşekkürler Fulya Nanba.

Zeynep Ocak Ezgi Çelik'in konuğu.

BEN HAYATI SOBELEDİM, AMA HAYAT DA BENİ SOBELEDİ‘Büyük Ev Ablukada’nın ilk konserlerinde, acaba ben kulisten mi söylesem diyordum’‘Self sabotajda ben bir markayım’ diyor ve bizi kalbimizden yakalıyor Gülinler, Büyük Ev Ablukada’nın namıdiğer Galvaniz’i. Bu haldeyken Çıldırmayacağım, Dinozorlar gibi şarkı sözleri çıktıysa, sabotaj bittiğinde neler olacak kim bilir. Her gün kendine maddeler halinde, o günün programını yazan ve buna mutlaka uyan bir insanın ‘Çok çalışkanımdır. Resime başladım,...

BEN HAYATI SOBELEDİM, ARTIK BAŞKASI EBE OLACAK! ‘Nasıl olur? Bu lezzet nereden gelir?’ dedim, ‘Canım ben üç darbe atlattım, arada da yaşadım. Ama hıyar gibi değil, gerçekten hayatı yaşamaktan bahsediyorum’ dedi. Yazarken büyüsü bozulmasın korkusu sardı beni. Dinleyip tadını çıkarmak lazım. Lafın gelişi değil, tam ortasından her şeyiyle dolu dolu bir hayat bu. Teşekkürler Tuğrul Eryılmaz. 

HAYATA SARIL LOKANTASI‘Susmak en büyük öfkedir’ Yemek zinciri büyük markalar kimilerine göre sağlık problemi, evsizler için en önemli sığınak. Ayşe Abla’nın tarifiyle evsizlik ‘yaşam alanını daraltan bir tanım’. ‘Basına çıkınca seni bu şekilde tanımlayan, orospuyla aynı evde oturmayız diyen, seni heryerden dışlamaya çalışan bu topluma sen niye kapılarını açıyorsun’ dedim, ‘tokat’ dedi. Herkese gerçekten tokat olsun. Hayata Sarıl Lokantasında buluşmak üzere. Teşekkürler Ayşe Tükrükçü. 

EN BÜYÜK DAYANAĞIM KENDİMİM!Hayatta ara vermekten korkmayanlardan. Bir nefes alması gerektiğini hissetmiş, bir süre durmuş sonra devam. Bir ortam da bir şey söylemesi gerekiyorsa ‘söylerim, hiç çekinmem’ diyor. Küçükken köpekbalığı korkusu deniz sevdasına taş koymuş, o da bunu yenmek için gitmiş dalışa başlamış. Bu örneklerden de gözüken ‘korku’ meselesi onun için baya gerilerde kalmış hayatta. Darısı herkesin başına. Teşekkürler Özge Borak.

BİR YANIMIZ İÇ SIKINTISI, BİR YANIMIZ GÜNEŞLİ!Haluk Bilginer’le de yakışıyor, kendi free jazz ekibiyle de. Başka grupların sahnelerine de konuk oluyor, kendisi de hala konserlere tam gaz devam ediyor. Hatta ‘gönül isterdi ki ben bu albümleri kaydetmemiş olsaydım diyor. ‘Nasıl?’ diyorum, ‘evet. Ben lokal bir müzisyen olmayı tercih ederdim. Sadece, gelip canlı canlı konserden takip edebilecek, orada dinleyecek’ Kendi doğalını ve samimiyetini dinleyicisinde de arıyorsa demek... Teşekkürler...

UÇURUMDAN ATLARSAN, BAŞARI GELİR! Güvenli alanımdan çıkmak bana her zaman daha iyisini getirdi.  Vazgeçmeden, inancını yitirmeden ‘sadece oynamak istiyorum’ diyerek yoluna devam etmenin anlamını bulduk Merve Dizdar da. ‘Hiç mi canın sıkılmaz, hiç mi depresyona girmezsin’ dediğimde ‘Ararsan her yer olumsuzlukla dolu, ben oralara bakmıyorum, iyi ne var onu görmeye çalışıyorum’ dedi ve bize hayata inanmanın önemini hatırlattı. Teşekkürler Merve Dizdar. 

BU ÇAĞDA HOMOFOBİK OLMAK AŞIRI AVAM!  ‘Ben hiçbir zaman beğenmediğim bir şeye beğendim diyemedim. Her şeyi gömmek değil benimkisi, sadece gerçeği söylemek’  Yazdığı her konu, attığı her tweet içinde mutlaka polemik ya da provokasyon barındırıyor. Dikkat çeken tarafı da bu. Benim hastası olduğum tarafıysa basında, sosyal medyada pek rastlayamadığımız ‘yeni bir bakış açısı getirmek ve bunu ispat etmek’. Tek görevi gömmek olmayan, eğlenceli, tutkulu ve cesur. Teşekkürler Yiğit Karaahmet.